Page 39 - Gulsa Magazin 6

ortamdan mı etkilendim, bilemiyorum ama birden kendimi aca-
yip derecede mutlu, keyifli, neşeli, dağlar kızı Heidi kıvamında
hissettim. Jules Verne’in “arzın merkezine seyahat” romanını
buralardan ilham alarak yazdığı söylenir. Doğa burada da çok
keskin değişimler gösteriyordu. Aynı adlı buzul tepeli volkanı
da inanılmaz derecede fotojenikti.

Daha sonra Reykjavik’e devam eden route 1’le geniş ve sonra-
dan (acıklı, heyecanlı bir şekilde) çok ta derin olduğunu anladı-
ğım bir fiyorttan geçtik. O gepgeniş fiyordun altından, ufacık
ülkenin seyrek nüfuslu insanları için yolu kısaltmak amacıyla su
altından tünel geçiyordu. Su seviyesinden 160 m derinlikte ve
yaklaşık 6 km uzunluktaki bu tünel, 1998’te hizmete açılmış.
Yani, bize de elbet bir gün Boğaz’ımızın altındaki tünelin açıldı-
ğını görmek, geçmek nasip olacak!!!

Fiyordun çok derin olduğunu heyecanlı ve az kalsın acıklı bir şe-
kilde öğrenmeme gelince…

Reykjavik etrafında oyalanırken, tünelden geçiş yapmış, gi-
rişinden güzel manzaralar görünce bir de bu geçişi fiyordun
kıyıları boyunca yapalım demiştim. Depodaki benzin seviyesini
önemsemeyince, güzel manzaralı ama ıssız (millet kestirme-
den tüneli kullanıyordu, manzara meraklısı değildi) upuzun,
yerleşim bölgesi olmayan bir yolda benzin göstergesi çoktandır
kırmızıda, tehlike çanları “ding-dong” balyoz gibi yankılanmaya
başlamıştı. Benzin damlası tasarruf etmenin bilinen ve bilin-
meyen, bizim o sırada can havliyle icat ettiğimiz tüm yöntemle-
ri kullanarak, dualar ederek (böyle anlarda ateistlere rastlama
olasılığı ne kadardır acaba?) ilerlerken ve artık tüm umutlar tü-
kendiğinde, çölde bir vaha misali, bir benzinciye rastladık. Gezi
37
perimiz görevini (yine) yerine getirmişti. Su dolu bir tencereyi

sayfa