Page 95 - Gulsa Magazin 6
P. 95

Ne güzel düzenim vardı eski arabam-
          da.                                    - Ustam günaydın. Ne zamandır görüşemedik?
          - N’aptın Cafer Usta ya? Alt tarafı bir   - Canın sağ olsun abim. (Hem sitem, hem gülümseme ile) Yoktur başka
          araba. Bu kadar da yıpratma kendini.   kumrucu inşallah!

          - Hocam sen de haklısın ama en çok     - (Kahkaha ile) Allah iyiliğini versin. Senden başkası olur mu hiç?
          neye üzülüyorum biliyor musun?         - (Yarım bir gülümsemeyle) Hemen sarayım kumruyu.
          - Neye?                                - Durgun gördüm biraz seni.

          - Eskiye vefa diye bir şey kalmadı. Biz   - Ne bileyim? Hava soğuktu ne zamandır. Sabahın ayazından itibaren
          hep korumak, kollamak için büyütül-    zor burada durmak. İçimde 5 kat var. Ayakkabıyı da bir numara büyük
          dük. Her şeyi gerçekten bitene, tüke-  alıyorum; çift kat yün çorap giyeyim diye.
          nene kadar kullanırdık. Sırf gösteriş   - Merak etme. İzmir havası bu. Gelir geçer. Kış kışlığını yapmadan mola
          için, bir şeyleri habire değiştirmezdik.   verir azıcık. Keşke, nasipse, bir dükkânın olaydı.
          Eşya da olsa bağlanıyor insan. Duygu
          veriyorsun, sahipleniyorsun. Zaman-    - Hocam derler ya; “her yokuşun, bir inişi vardır” diye. Herhalde bizim
          sız terk edişler insanın içine dokunu-  için geçerli değildir. Biz, “ömrü yokuşlular” sınıfında kalmışız. Geçeme-
          yor (gözleri doldu, başını çevirdi). Eski   yiz sınıfı, dönemeyiz tepeyi.
          arabam simitleri nasıl güzel ısıtırdı   - --------- (Yutkunma) (Yutkunamama). Öyle söyleme ya. Bak sağlığın
          biliyor musun? Yiyenlerin de yüreği    yerinde. Paranı da kazanıyorsun. Oğlan da çalışıyor artık.
          ısınırdı.                              - Canım abim, yüreği güzel hocam. (Gülümseyerek) İş avunmaya geldi
          -  (boğazımda düğümler) Cafer Usta     mi, bende avuntu çok. Yine de şükür.
          üzme bu kadar kendini. Buna da alışır-  - (Derin bir nefesle) Hadi kal sağlıcakla.
          sın. Hayat alışmaktan ibaret, değil mi?  - Sen de git sağlıcakla.

          - Tabi ki alışacağım Hocam. Başka çare
          var mı? İnsanoğlu bu. Alışır, ama ek-
          sikler dolmadan alışır. Yeri dolmuş gibi
          yapar, alışır ama unutmaz.        2-3 dedi mi benim paydos saati yakla-  ___________________________
          - Sen hiç merak etme. Biz sana yoklu-  şır. Eve gider uyurum.
          ğu, boşluğu hissettirmeyiz. Hem unut-  -  (Gülerek)  O saatte uyku mu olur   Yeni yılda herhangi bir gün
          ma, araban bir araç. Seni bize, kuşlara,   yahu?
          iskele köpeciklerine getiriyor. Gerisi   - (Daha çok gülerek) Benim gibi 4,5-5   - Günaydın ustam.
          laf-ü güzaf.                      gibi kalkarsan öyle güzel olur ki...  -  (Koca bir gülümseme ile)  Hoccaam-
          - Sağ ol Hocam ya. Hiç öyle düşünme-  - Peki, her şeyi satamazsan da o saat-  mm, günümüz, senemiz aydın olsun
          miştim. Gözüm, başım üstünesin. Bili-  te paydos ediyor musun?      inşallah.
          yorsun değil mi?                                                    - Veresin şuradan çıtır bir gevrek.
                                            - Evet, hocam. Önce tüm susamla-
          -Sen de öylesin ustam. Hadi kal sağlı-  rı  (kumru ve martıları göstererek) şu   - Hocam ayıp ettin şimdi (içten bir kah-
          cakla.                                                              kaha ile). Bende çıtır olmayan ne var?
                                            gördüğün gariplere veririm. Bayram
                                            olur şenlenir burası. Sonra bir tane içi   - (gülerek) O zaman hem çıtır, hem de
          ___________________________       peynirli kumru Osman’ın (Osman iske-  sıcak olsun.
                                            lenin emektar köpeği bu arada). Kala-  -  (merakla) Hocam  huysuzluğun üze-

          - Günaydın ustam.                 nı  alıp mahalleye götürüyorum. Çoluk   rinde mi bugün?
                                                                              - (şaşırarak) Nereden anladın?
                                            çocuk kim varsa sokakta, dağıtıyorum.
          - (Koca bir gülümseme ile)  Hocaam-
          mm, günümüz aydın olsun inşallah.  - Hem hayırların, hem de kazançların   - (endişe ile) Beni hiç zorlamazsın böy-
                                            bol olur inşallah.                le de ondan.
          - Bugün keyfin yerinde bakıyorum.
                                            - (Biraz da üzülerek) Hocam yiyeceği-  - Haklısın Cafer Usta. Beş yıldır sabah-
          - (Keyifle) Hocam, hava ılık; insan çok;   miz,  karnımızı  doyuracağımız iki  lok-  ları senden simit alıyorum. Hiç böyle
          satış mükemmel.
                                            ma. Onu da birbirimizden esirgersek   aksilik etmemiştim. Aslında bugün
          - Bol bereket olsun o zaman.      nerede kalır insanlığımız.        gevrek almak bahane; sana veda et-
          - Sağ ol Hocam.                   - Çok haklısın. Allah çoktan razı olmuş-  meye geldim.
          - Her zaman bitiriyor musun simit,   tur senden. Hadi kolay gelsin.  - Hayırdır Hocam? Ne ve-
          kumru, poğaça ne varsa?           -  (gururla ve keyifle)  Başım üstüne   dası?
                                                                                                            93
          - Allah’a şükür genellikle bitiyor. Saat   Hocam.                   - Artık bu taraflardan ta-


                                                                                                        sayfa
   90   91   92   93   94   95   96   97   98   99   100